Nazım'a Sitem Nedir Bu Biten ?



İnceden inceye düşünürken yine aklıma bir şey takıldı benim ...Her zaman yani aklım bazı şeylere ermeye başladıktan sonra  oldu ilk tanışmamız Nazım'la ... Nazım mı kim ? Bizim Nazım hani Hikmet olanından ... Görmemiş olsam da  , aynı zamanlarda yaşamamış olsam da ona binlerce aşk geç kalmış olsam da hep sevdim ben Nazım'ı...Ona içten içe bir hayranlık besledim , şiirleriyle yaşadım . Kimi zaman normal konuşmalarımda bile Nazım 'ın şiirleriyle anlattım derdimi ..Sevgiliye en güzel yazılacak şiirler ondaydı , en hüzün yüklü şiirlerde ondaydı , en büyük memleket aşkını da o yaşıyordu bence.Başlı başına başka bir dünyaydı Nazım ve Nazım 'ın şiirleri .. Hele o Piraye'ye yazdığı şiirler ve Piraye 'ye olan aşkı ..Hep imrenmişimdir ,  hep kıskanmışımdır bu denli Piraye 'yi sevişini ...Piraye'si kızıl saçlısına olan aşkı her kadının her kızın istediği türden bir aşktır diye düşünürdüm hep .Ki Piraye 'ye olan aşkı hiç bir zaman yok sayılamaz. Ama ya hapiste ki son demlerinde Piraye ziyarete gelmediğinden yakınırken Münevver'e aşık oluşu...Buda neydi ? Piraye'nin Nazım'a duyduğu büyük aşka rağmen aradan çekilişi .. Nasıl bir şeydi bu ? Aşkını anlatan onca şiir nereye gitmişti ? Ya aşk bu kadar değişken olabilir miydi ? Ya Piraye'nin yaptığı ? Sevdiğinin mutlu olmasını istediği için mi aradan çekilmişti ? Yoksa Nazım'ın dışarı çıkmasından umudunu mu kesmişti ? İşte bunlar geçti aklımdan ,  aşklarına bu kadar özendiğim  kızıl saçlısına kıyamayan Nazım'a ne olmuştu ? Aşk böyle bir şeydi demek ! ferman dinlemiyor , dur durak bilmiyor ...  Nazım'ım ; yattığın yer cennet olsun . Şimdi bende senin kızıl saçlına duyduğun aşkla seviyorum birilerini ama Münevver'i olmamalı yeni Nazım'ların diyorum . Ölesiye seven Piraye'leri varken Münevver'e ne hacet ?




PİRAYE İÇİN
Ne güzel şey hatırlamak seni;
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının…
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti…
Parmaklarının ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak
koyu bir karanlık…
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya…
Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipek dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım…
Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken…

Yorumlar

Popüler Yayınlar